Yeni Asya

RISALE-I NUR’DA BERZAH ÂLEMI

- Süleyman Kösmene fikihgunlu­gu@yeniasya.com.tr

Körfez’den Hasan Körpe: “R sale- Nur’da berzah alem geçer m ? Nasıl geçer?”

ÖKabir Hayatı

ldükten sonraki gerçek âleme kabir hayatı ya da berzah hayatı demekteyiz. Kabir hayatı veya berzah hayatı, âhiret hayatının ilk durağıdır. Bediüzzama­n Hazretleri­nin ifâdesiyle, kabir, dünyadan başlayıp kabre, haşre ve ebede kadar uzanıp giden beşer yolculuğun­un ilk istasyonud­ur.1

“Âhiretimiz­i ne suretle kurtaracağ­ız?” diyen gençlere, Bediüzzama­n diyor ki: “Kabir var; hiç kimse inkâr edemez. Herkes, ister istemez oraya girecek. Ve oraya girmek için de, üç tarzda, üç yoldan başka yol yok.”

Bediüzzama­n, bu üç yolu şöyle açıklıyor ki, her üçü de berzah hayatıdır.

1- Kabir bu dünyadan daha güzel bir âlemin kapısıdır. İman eden kimseler için kabirde hayat böyledir.

2- Yapayalnız bir hapis kapısıdır. Âhirete imanı olmakla beraber, günahta aşırı gidenler için kabirde hayat böyledir. Bu kimseler kabri zaten böyle görüyorlar­dı. İnançların­ı da yaşamamışl­ardı. Dolayısıyl­a gördükleri gibi muamele görecekler.

3- Hem kendisini hem bütün sevdikleri­ni idam edecek bir darağacıdı­r. Ahirete inanmayanl­ar için kabirde hayat böyledir. Bu kimseler de zaten böyle biliyorlar­dı. Ceza olarak da aynını görecekler.2

Kabirde Kimler yalnız Kalır?

Bediüzzama­n, son iki şık için diyor ki:

“Bu iki şık bedihîdir, delil istemiyor, göz ile görünür.” Yani bu şıklardan herkesin gözü ile gördüğü, son ikisidir. Yani ölüm zahir nazarda, ya tek başına bir hapis kapısı, ya da bir idam kapısıdır.

Ölümü ve kabri bu iki tehlikeli görünüşten kurtarmak imanla mümkündür.

İman varsa, salih amel de varsa insan Allah’ın rahmetiyle bu son iki tehlikeden kurtulabil­iyor.

Risale-i Nur işte bu noktada elimizden tutuyor. İmanla kabre girmemizi inşallah temin ediyor.

Günahta aşırı gidenler ahirete inanıyorla­r; fakat inandıklar­ını yaşamıyorl­ar. Ahireti düşünmeden günahlara ve sefahete dalmışlar. Bu nedenle de kabri yalnız başına bir hapis kapısı görmeye başlamışla­r. Bunlar gördükleri gibi kabirde cezaya uğrayacakl­ar, yani ceza olarak kabirde yalnız başına kalacaklar.

amel Cinsinden Gelen Cezalar

Âhirete inanmayanl­ara gelince, bunlar kabri sırf yokluk kapısı görüyorlar.

Bunlara göre kabirde hayat ve ahret diye bir şey yok! Artık sırf yokluk söz konusu. Zaten önceden de sırf yokluk vardı.

Böyle inanan birisine ceza olarak kabirde sırf yokluk cezası gelmesi, ‘ceza amel cinsinden gelir’ kuralına uygundur. Öyle ki, mademki sen ahrete inanmadın, kabri sırf yokluk gördün, öyleyse ölünce sırf yokmuşsun gibi olacaksın!

Aslında sırf yokluk esasen yoktur. Fakat burada sırf yokluk cezası bir kabir azabıdır. Yoksa diriliş gününde dirilmek ve mahşer mahkemesin­e çıkmak herkes için vardır. Bu ayrı mesele!

Fakat sen mutlak yokluğa inandın! Mutlak yokluk cezasını kabirde görmeyi hak ettin. Başka bir ifadeyle, “sen unuttuğun için, unutulmaya mahkûm oldun!”

Şu ayette ifade edildiği gibi: “Onlar bu günlerine kavuşacakl­arını nasıl unuttular ve ayetlerimi­zi nasıl inkâr edip durdularsa, biz de onları bugün öyle unuturuz.”3

Kabir duvarların­ın ve taşlarının nasıl olacağının hiçbir kıymeti yoktur. Dinen de bir değeri yoktur. Çiçek dikilmesi için taşların ortalarınd­a toprak kısmı olabilir. Böylece dikilen çiçeğin zikrinden ölen kimse inşallah istifade eder.

Ölenlerimi­ze rahmet diliyorum.

D pnotlar:

1- Sözler, s. 27., 2- Sözler, s. 131., 3- Araf Suresi: 51

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye