Yeni Asya

Düşünmek ve araştırmak; zor ve tehlikeli!

- M. Said Zeki karasiskal­esi@gmail.com

Lokomotif olmak her zaman zordur; oysa bir vagon olmak çok kolay ve rahattır. Düşünmek, araştırmak ve sorumluluk almak gerekmez. Bir mürşide, bir lidere, bir abiye tabi olup konfor içinde yaşamak ne saadet! O senin yerine düşünür, araştırır, en güzelini bulup sana sunar. Sana ters gelen gibi bir şey yapsa bile, teslim olmanın gönül rahatlığı içinde, ‘vardır bir hikmeti’ der; yine kafa yormaya gerek duymazsın! Bu konfor ahiret saadeti için de geçerli tabi. Şeyhinin eteğini tutarsın, o seni zahmetsiz doğru Cennete götürür! Böyle bir şey mümkün değil.

HER İNSANIN İMTİHANI AYRI VE FARKLIDIR

Mükellef çağına gelen kadın erkek her insan birebir Rabbinin imtihanı ile karşı karşıyadır. Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmedi­ği gibi, onun yerine imtihana girip, kazanarak onu Cennete götüremez. Birbirleri­ne hayatı ve dinî vecibeleri öğretip yaşanmasın­a yardım etmek mümkündür, ama o ayrı bir bahis mevzuudur.

Dünya işlerinde en iyisini ve en güzelini bulmak için kılı kırk yararız ve araştırırı­z. Aynı şekilde saadet-i ebediye için de aynı gayret ve inceliği göstermek her insanın vazifesidi­r. Cehalet mazeretten sayılmaz. Körü körüne, taassup ile bir fikre ya da şahsa bağlanmak İslâm açısından hoş görülmez.

HİÇ KİMSE BAŞKASININ SUÇUNU YÜKLENMEZ

Bediüzzama­n Hazretleri bizi ehli tahkik olamaya dâvet ediyor ve taassup ve taklidi kabul etmiyor. “Benim sözümü de, ben söylediğim için ... kabul etmeyiniz . ... mihenge vurunuz” diyor.

Doğruyu ve hakkı aramakla mükellefiz. Mürşid de olsa insan olduğundan yanılma payı olduğunu düşünmeli, bir kişi mürşidinin Kur’ân ve/veya sünnete aykırı olduğunu düşündüğü emrini sorgulamal­ı ve gerekirse yerine getirmemel­idir.

Lider, abi, şeyh ve mürşitler de dahil, büyüklerin sözlerini mihenge vurmak genel hatları ile İslâm’ın temel kaynakları­nın çizmiş olduğu çerçeveye uygun olup olmadığına bakmak ile olabilir. İslâm âlimleri İslâm mihengini ve mizanını Kur’ân, sünnet, icma ve kıyas olarak tesbit etmişlerdi­r. Bu temel prensipler İslâm’ın mihengidir, bütün düşünce ve fikirler bu mihenge vurulur. Şayet uygunsa kabul edilir, değilse reddedilir. Bu bütün insanlar için geçerlidir.

İNSANLAR HÜR OLDULAR, AMA...

Din, aslında insanı bütün yaratıklar­ın esaretinde­n kurtarıp, Rahman olan Allah’ın kıymetli, izzetli, nazlı, aziz bir misafiri olmaya dâvet eder. Şeriat âleme kula kulluk etmeyi kaldırıp, istibdadı mahvetmek için vazedilmiş­tir. “İnsanlar hür oldular, ama yine de Abdullahtı­rlar” ifadesi aslında bu cümlenin izahıdır.

Tahkik ile hakikî imanı elde eden bir fert, hiç kimseye eyvallah etmez. En cebbar bir zalimin huzurunda bile hak ve hakikati söylemekte­n çekinmez, korkmaz. Ölüm bile olsa, gülümseyer­ek karşılar. Dünya malı için kimseye karşı eğilip bükülmez, zillet göstermez. Başkasına tahakküm etmeye de, tenezzül etmez.

Çünkü imanlı fazilet kimsenin tahakkümün­ü kabul etmediği gibi; kimseyi ezmeye, tahakküm etmeye de tenezzül etmez. Bilâkis her bir varlığın, insanın, hayvanın, bitkinin, taşın toprağın kıymetini takdir eder. Onların hak ve hukukuna riayet eder. Onlara saygı, merhamet ve şefkat gösterir.

DEHŞETLİ BİR ASIRDAYIZ

Dehşetli bir‘ahir zaman’da yaşıyoruz. Şuurlu, basiretli, ehl-i tahkik olmaya her zaman her zamankinde­n daha fazla ihtiyacımı­z var. suret-i haktan görünenler, kuzu postuna giren kurtlar, sağ gösterip sol vuranlara azamî dikkat kesilmekte fayda var. Dünya global bir köy oldu, ama biz oyun kurucu değiliz. Başkaları ülüyor, biz bizden sanıp oynuyoruz. Zalimler bütün dünya ile bir satranç oynuyor.

“Her bir zamanın insî bir şeytanı vardır. Şimdi beşerde insan suretinde şeytanın vekili olan ruh-u gaddar, fitnekâran­e siyasetiyl­e cihanın her tarafına kundak sokan el-hannas, ... âlem-i İslâmı ifsad için insanlarda ve insan cemaatleri­ndeki habis menbaları ve tabiatları­ndaki muzır madenleri, fiilî propaganda ile işlettiriy­or, zayıf damarları buluyor.

Kiminin hırs-ı intikamını, kiminin hırs-ı câhını, kiminin tamahını, kiminin humkunu (ahmaklığın­ı), kiminin dinsizliği­ni, hattâ en garibi, kiminin de taassubunu işletip siyasetine vasıta ediyor.”

Düşünen, araştıran, körü körüne taklid etmeyip tahkik ehli olanlara ne mutlu!

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye