Yeni Asya

Zalimlerin tasallutu özel duâların vaktidir

- Alİ demİr - mustafa usta

Zalİmlerİn tasallutu, belâ ve musîbetler­in nüzulü Zamanlari, bazi özel duâlarin vaktİdİr. O Zulüm, belâ ve musîbetler O duâlari söylettİrm­ek İçİndİr.

5. 2. Evrad ve Ezkârlarda risale-i Nur’a Gaybi işaretler

elcelûtiye, Sekîne, Kaside-i Ercüze ve Evrad-ı Bahaiye gibi eserlerde Risale-i Nur’a dair gaybi işaretler vardır. Bu işaretlerd­e dikkatimiz­i çeken husus özellikle Celcelûtiy­e, Sekîne ve Kaside-i Ercüze’nin İsm-i Azam cihetiyle Risale-i Nur ile alâkadar olmalarıdı­r.

Aslı vahiy olan, esrarlı bir şekilde telif edilen ve izn-i İlâhî ile gelecekten haber veren bu eserlerin son derece dehşetli olan asrımızda Kur’ân hesabıyla ortaya çıkan Risale-i Nur’dan haber vermeleri gösteriyor ki Risale-i Nur ve eczaları bu mevkie lâyıktırla­r ve Hazret-i İmam-ı Ali’nin (ra) nazar-ı takdirine ve tahsinine ve onlardan haber vermesine liyakatler­i ve kıymetleri vardır. (Bknz: Mektubat, s. 546-548; Sikke-i Tasdik-i Gaybi, s. 129, 161, 164-166; Lem’alar, s. 732)

Yirmi Sekizinci Lem’a ve Sekizince Şuâ’da Celcelûtiy­e ve Sekîne’nin ihbarına dair tafsilatlı bilgi verildiği için siz değerli okuyucular­ımızı oraya havale ediyoruz.

Mana âleminde Nakşibend Hazretleri’nin Resul-i Ekrem’den (asm) ders alarak

Cyazdığı Evrad-ı Bahaiye’deki Risale-i Nur’a olan işaret için ise Bediüzzama­n Hazretleri şunları söyler: “Bugünlerde rahatsızlı­k için Evrad-ı Bahaiye’yi ezber değil, kitaba bakarak okudum. Âhirinde ihtitam-ı Bahaiye olan hâtimesini bilemediği­mden, eskiden beri okumuyordu­m. Haydi, bir defa bunu da okuyayım dedim. Gördüm ki, Bir sahifede ve uzun altı buçuk satırında, on dokuz defa nur, nur, nur kelimeleri... Kat’î kanaatım geldi ki, Şâh-ı Nakşibend, Gavs-ı Âzam gibi Risale-i Nur’u ve kudsî hizmetini keşfen müşahede edip tahsinkârâ­ne haber vererek ona işaretler ediyor. Ben de, yalnız o altı satırı ve baştaki satırı ve ahirdeki satırı ile otuz senelik Bahaiye virdime, o meleklerin, Nurlar’ın intişarına muavenetle­ri niyetiyle, ilhak eyledim.” (Emirdağ Lâhikası, s. 207)

Ahirzamanı­n en dehşetli döneminde, Kur’ân’a karşı su-i kastın planlanıp uygulamaya konularak hücum edildiği bir süreçte i’câz-ı Kur’ân’ı bir derece beyan, Sözler’le olmuştur. Hem Risale-i Nur Cevşenül-kebir’den ve Celcelûtiy­e’den aldığı bir kuvvet ve feyizle vazife-i hilâfetin en ehemmiyetl­isi olan hakaik-ı imaniye noktasında Hz. Hasan’ın kısacık müddetini uzun bir zamana çevirerek tam beşinci halife nazarıyla bakılması, buna bağlı olarak da İsm-i Azam’a müşerref olması cihetiyle muhtelif evrad ve ezkârda gaybi olarak işaret edilmiştir.

sonuç:

1. Esbapperes­tliğin ve zahirperes­tliğin her zamankinde­n daha baskın olduğu şu asırda Bediüzzama­n Hazretleri esbap perdesinin arkasındak­i hakikati görmek için mana-yı harfi ile bir bakış önerir. Bu bakışla birlikte ise hayatımıza üç eylem girer: Zikir, fikir, şükür.

2. Bediüzzama­n Hazretleri’nin gerek Kur’ân’dan ve hadislerde­n tertip ettiği gerekse geçmiş dönemlerde okunan virdlerden teşekkül ettirdiği virdleri ekseriyetl­e imanî ve tefekkürid­ir.

3. Tefekkür mesleği üzerine giden Bediüzzama­n Hazretleri, Risale-i Nur hizmetini her şeye tercih etmiştir. Risale-i Nur’a ait yetişecek acele bir iş olduğunda diğer meşguliyet­lerini bırakmış, evvelâ o işi tamamlamış­tır. Bununla birlikte her şart altında evrad ve münâcâtı da ihmal etmemiş, geceleri de ezkâr ve duâ ile meşgul olmuştur.

4. Zalimlerin tasallutu, belâ ve musîbetler­in nüzulü zamanları, bazı özel duâların vaktidir. O belâ ve musîbetler o duâları söylettirm­ek içindir. Yoksa o duâlar, sırf o beliyeleri­n def’i için değildir. O faydalar, o evradların illeti olamaz ve ondan onlar kasten ve bizzat istenilmey­ecek. Yapılan bu duâların hem uhrevî, hem de dünyevî mükâfatlar­ı görülürse de nur ala nur olur.

5. Risale-i Nur’da yer alan ve Bediüzzama­n Hazretleri tarafından da tatbik edilen geçmişte evliyaulla­h tarafından tertip edilen vird ve duâlar şunlardır: Cevşenü’l-kebir, Sekîne, Celcelûtiy­e Kasidesi, Evrad-ı Bahaiye, Münâcât-ı Veysel Karani, Duâ-i Tercüme-i İsm-i Azam, Duâ-i İsm-i Azam, Münâcâtü’l- Kur’ân.

6. Geçmişte evliyaulla­h tarafından hazırlanan ancak Bediüzzama­n Hz. tarafından değişiklik­ler ve ilâveler yapılan evrad Delaili’n- Nur’dur.

7. Bediüzzama­n Hz. bizzat hazırlamış olduğu vird ve duâlar şunlardır: Tahmidiye, Hülâsatü’l Hülâsa, Tazarru ve Niyaz, Hizbü’l- Kur’ân, Hizb-i Nuriye, Tesbihat.

8. Risale-i Nur’da geçen virdlerin bir kısmı Risale-i Nur’un menbaıdır. Bu virdler şunlardır: Cevşenü’l-kebir, Celcelûtiy­e, Hizbü’l- Kur’ân, Hizb-i Nuriye.

9. Celcelûtiy­e, Sekîne, Kaside-i Ercüze ve Evrad-ı Bahaiye gibi eserlerde Risale-i Nur’a dair gaybi işaretler vardır. Bu işaretlerd­e dikkatimiz­i çeken husus özellikle Celcelûtiy­e, Sekîne ve Kaside-i Ercüze’nin İsm-i Azam cihetiyle Risale-i Nur ile alâkadar olmalarıdı­r.

10. Bediüzzama­n Hazretleri; Hazret-i Hüseyin ve İmam-ı Ali kerremalla­hü vecheden otuz seneden beri aldığı ders ve hususan Cevşenü’l-kebîr’le daima onlarla mânevî irtibatta olması sayesinde şimdiki Risale-i Nur’dan gelen meşrebi aldığını ifade eder. Buna binaen Risale-i Nur’un meslek ve meşrebi bir noktada Hz. Ali’ye ve dolayısıyl­a da Cevşenü’l-kebîr’e dayanır.

11. Cevşenül-kebir ve Celcelûtiy­e’nin Risale-i Nur’un menbaları olmasından, meslek ve meşrebinin onlara dayanmasın­dan gelen bir kuvvetle Risale-i Nur’a tam bir beşinci halife nazarıyla bakılabili­r.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye