Hizmete adanmış bir ömür levent vardar
nadan, yardan, serden ayrılacaksın. Candan, gönülden Kur’ân’a sarılacaksın. Damla iken deniz, nefes iken tayfun olacaksın. Derdini yazmak için derini kâğıt, kanını mürekkep edeceksin. Kimse ile görüştürmezlerse, mecnun olup çöllere düşeceksin. Leyla arar gibi Nur arayanları bulacaksın. Bulamazsan üzülmeyeceksin! Makamlar, servetler verirlerse, nefsini unutacaksın… Bu yol kıldan ince, kılıçtan keskindir. Her kişinin değil, er kişinin yoludur. Kaleler, fedailer ister. Nasıl olsa sen de içinde fedai olacaksın” diyor Zübeyr Gündüzalp Ağabey.
İşte öyle bir fedai bu hizmette fani olmuş, Risale-i Nurlar’ı tanıdığı günden beri hayatını ona adamış birini tanıyalım şimdi: Levent Vardar.
Yine sıradan bir gündü. Eskişehir’de hava oldukça sıcak, sokağa çıkma yasağının hemen ardından Pazartesi günü işini yaptığı esnada ahirete dâvet ediliyor Levent Vardar. Böyle bir dünyadan o saadetli âleme gitmek, Efendimizin (asm), Üstadımızın yanına varmayı bir şeref biliyor ve kalp krizi gibi Allah’ın dünyada kulları ile Azrail arasına koyduğu perdeyle uğurlanıyor.
Herkes şaşkın, herkes suskun, ne olmuş, nasıl olmuş derken “Allah’tan geldik ve yine O’na döndürüleceğiz” âyeti dökülüyor dillerden. Tam 45 yaşında ebedî âleme gitmek için kabir kapısını çalıyor Levent Ağabey. Şimdi n’olacak peki?hanımı ve masum iki çocuğunu bu hizmete emanet edercesine gitti öteki âleme. Gözlerde yaş var belki, ama olsun o yaşlar rahmetin yağmur bulutlarından önce gözlere döküldüğü, belki de ahiret âleminde bir bayram havası yaşayan Levent Ağabeyin sevinç gözyaşlarıydı.
Eskişehir’de yaşayan, hizmet içinde iki kardeş var. Neşriyat hizmetlerinde, derslerde, hizmetlerde koşturan iki kardeş. Fedakârlık suret giyse bu iki kardeşe benzerdi diye tahmin ediyorum bu zamanda. Anadolu’nun her tarafında hizmet kahramanları elbet var, ancak şahit olduğumuz bu hadiseleri yazmak diğerlerini basit görmek anlamında asla olmasın ve olamaz. Bütün maddiyatlarını hizmet içinde harcayan, ailesini bu hizmet içinde istihdam olmasını sağlayan iki hizmet eri. Eskişehir Yeni Asya Temsilciliği binasında her ders günü beraber girip çıkarlar, hayata tutunurlar, diğerlerinin de tutunmalarını sağlarlar. İşte bu iki kardeşten biri Levent Vardar. Diğeri ise Şahin Vardar.
Zor imtihanların kıskacında, maddî manevî zorlukların baskısı altında hizmetle nefes alan insanlardan yalnızca birisi. Levent Ağabey Eskişehir temsilcisi ve neşriyat hizmetlerinden sorumlu kişiydi. Gelen, talep edilen kitapların, gazetenin sorumluluğu ona verilmişti. Nereye çağrılsa; “İşim var, başka zaman olmaz mı?” demeyerek o an orada bulunurdu. Fuarlarda aldığı sorumluluğu yerine getirir ve diğer abilerle birlikte uhuvvet düsturuyla sabah saatlerinden akşama kadar orada dururlardı.
Her insan farklı bir özelliğe sahiptir. Herkesin fıtratı bir olmaz. Herkesin güzelliği kendine hastır. Allah hizmet içinde bulunan bu ağabeylerin hepsine ayrı bir güzel huy, ahlâk ve ihlâs vermiş.
Levent Vardar Ağabey gaziydi. Doğuda askerlik vazifesi anında gazi olmuştu. Sonrasında Eskişehir’e gelmiş, hizmeti tanımış ve hizmet içinde fani olmuştu. Şimdi “Abartmış olmuyor musunuz?” diyenler olabilir. Ama abartma yok. Omuz omuza verilip yapılan hizmetlerin neticesinde, o hizmeti yapan her ehl-i hizmet övülmeye lâyıktır.
Levent Ağabey geçtiğimiz Pazartesi günü vefat etti. Ahiret âlemine göç etti. Arkasında onlarca hizmet ehli ağabey ve kardeş bıraktı. Allah Levent Ağabeyimize rahmet etsin, ailesine sabır versin.