5. âdil, dürüst, güvenilir, özü sözü bir, doğru sözlü kişi
Kur’ân’da a‐d‐l fiilinin, isim formunda kullanıldığı anlamlardan bir diğeri ise “âdil, karakterli, dürüst, güvenilir, özü sözü bir ve doğru sözlü kişi”dir. O halde bu manalara da bakmak gerekir.
Sıdk kökünden türetilen ve “çok fazla doğru söyleyen” anlamındaki “sıddîk” kelimesi ise, “hiç yalan konuşmayan, doğruluğa aşırı derecede alıştığı için yalan konuşamayan, dosdoğru olan, sözünde duran, sözünde ve inancında doğru olduğunu uygulamalarıyla ispat eden, gerçek olduğuna inandığı şeyi onaylamakta tereddüt göstermeyen kişi, bütün söz, fiil ve hallerinde doğru olan kimse” manalarına gelmektedir. Bu doğrultuda Kur’ân’da Hz. İbrâhim, Hz. İdrîs, Hz. Yûsuf ve Hz. Meryem sıddîk olarak nitelenmektedirler.
Kur’ân‐ı Kerîm’de Allah’a ve peygamberlerine iman eden kimseler “sıddîk” olarak tanıtılmakta ve şu ifadelere yer verilmektedir:
“Allah’a ve elçilerine iman edenler var ya, işte onlar sıddîklar (özü sözü bir olanlar) ve Rab’leri katında şahitlerdir. Onların mükâfatları ve nurları vardır. İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar Cehennemliklerdir.” (Hadîd, 57/19)
Bu âyette geçen “sıddîkûn” kelimesi hakkında Mukâtil b. Süleymân, “verdikleri haberler konusunda peygamberlerden kuşku duymayanlar” ifadesini kullanırken, Dahhâk b. Müzâhim “Allah’a iman edip peygamberleri tasdik edenler” açıklamasında bulunmaktadır.
Müfessir Mücâhid ise, bu âyeti referans alarak Allah’a ve Rasûlüne
(Bakara, 2/143) Âyette zikredilen “ümmeten vesatan” ifadesi çerçevesinde müfessirler tarafından yapılan değerlendirmeler şu şekildedir:
Âyetin bağlam ilişkisini ve kıblenin Kudüs’ten Kâ‘be istikametine çevrilmesine karşı ehl‐i kitâbın takındığı olumsuz tavrı dikkate alan Kurtubî, “Kâ‘be nasıl dünyanın ortasında ise, İslâm ümmeti de orta bir ümmettir” ifadesini kullanmaktadır. Vesat ümmet “akıl, kalp ve nefis arasında denge kurmuş, bu nedenle de ölçülü ve dengeli kişilerden kurulu bir toplumu ifade eder.” Vesat ümmet, “ifrat ve tefritten korunarak inancında, ahlâkında, her türlü tutum ve davranışlarında doğruluk, dürüstlük ve adalet çizgisinde kalmayı başaran dengeli, sağduyulu, ölçülü, insalı ve uyumlu nesil, adaletli toplum” şeklinde de tanımlanmaktadır. Vesatın, nicelik olarak ‘orta’, nitelik olarak ‘denge ve adalet’ anlamından hareketle vasat ümmetten kasıt, nitelik anlamında bir ortalıktır. Bunu da en güzel ‘denge’ ifade eder. Bu ümmet için ‘dengeli’ vurgusu, Yahudi ve Hıristiyanlıkta dengenin bozulduğu anlamını da verir.
Günümüz düşünce akımları göz önüne alındığında İslâm, gerçekten de ferdiyetçilik ile toplumculuk, sekülerizm ile teokrasi, dünya ile ahiret arasında dengeli ve orta bir yol takip etmektedir.
İslâm’ın bu durumu, Hz. Peygamber’in (asm) şu hadisini akla getirmektedir: “İşlerin en hayırlısı, orta yollu olanıdır.” O halde İslâm’ın inşa ettiği vasat toplum, Allah’a ve âhiret gününe iman eden, orta, dengeli, sağduyulu, âdil, mutedil ve insanlara örnek olan bireylerden kurulu bir toplumdur.