Cennette duygular
K ur’ân-ı Kerîm kin ve nefret gibi menfî duyguların Cennette yeri olmadığını haber verir.
“Biz o Cennetliklerin kalplerindeki kinleri söküp atarız. Hepsi kardeşler olarak sevinç içinde ve karşılıklı koltuklara otururlar”1 âyeti bu meseleyi gayet net olarak ifade etmektedir. Cennette, kötü duygu ve düşüncelerin yeri yoktur. Dolayısıyla da insanlar, Cennette, başkalarına karşı kin ve nefret duymayacaklardır. Aksi olsaydı orası Cennet olmazdı. Bu Allah’ın bir lütfu olarak Cennetliklere ihsan edilmiştir. İnsanoğlu böyle bir noktaya ulaşarak melekiyet kazanır. Bu sebeple kıskançlık olmayacağı gibi helâli olmayana şehveti de olmayacaktır. Onlar bu âlemde imtihan için verilmiştir. Orada imtihana gerek olmadığından yerleri de yoktur. Kimse kimseden rahatsız olmayacaktır.
Küfür, şirk, dalâlet gibi kötü inançların orada yeri yok. Oraya kötü huylar da giremiyor. Yalan, gıybet, iftira, cimrilik gibi.. Cennet, kötü olan bütün huy ve karakterlerden uzaktır.
Bir hadisin meali şöyle: “Cennet ehli Cennete girdiklerinde bir vazifeli şöyle seslenir: “Şüphe yok ki, siz Cennette ebedî yaşayacak ve hiç ölmeyeceksiniz. Hastalanmayacak ve devamlı sıhhatli bulunacaksınız. Sonsuz nimetlere mazhar olacak ve hiçbir zaman hüzün ve keder görmeyeceksiniz.”
Cennet; âhiret âleminin saadet köşesi, nimet ve ihsan deryasıdır. Bu sebeple insanlar, Cennete bütün kötü duygularından arındırılarak, kendisinde bulunan güzel hasletlerle girecektir. Rabbimiz, dünya âleminde günahlardan kaçınmamızı ve duygularımızı yerinde kullanmamızı istiyor. Ta ki, ahirette bütün kötülüklerden uzak olan Cennetine ulaştırsın.