50 YIL ÖNCEKİ GİBİ
KIBRIS’A barış getiren harekâtın 50. yılı görkemli bir törenle kutlandı. Lefkoşa’da yapılan törenlere devletin zirvesi tam kadro katıldı. Türk donanması 50 gemiyle yaptığı geçit töreniyle dünyaya “KKTC yalnız değil” mesajı verdi BAŞKAN ERDOĞAN, “Bugün tıp
Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50. yılında 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı, Lefkoşa’da düzenlenen törenle kutlandı. Törene Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Numan
Kurtulmuş, MHP Genel Başkanı Devlet
Bahçeli ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri de katıldı. Erdoğan, Lefkoşa’daki Fazıl Küçük Bulvarı’nda 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı Geçit Töreni’ndeki hitabında şu mesajları verdi:
KIBRIS GÖZBEBEĞİMİZ: Bugün tıpkı yarım asır önce olduğu gibi yine tek yüreğiz, tek bileğiz, anavatan Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak sırt sırtayız. İktidar-muhalefet ayrımı olmadan bugün burada bulunmamız Türkiye’nin ve Türk milletinin Kıbrıs davasına verdiği önemin göstergesidir. Kuzey Kıbrıs bizim gözbebeğimizdir. Canımızdan bir parçadır. Milli meselelerde ortaya koyduğumuz dayanışma tablosunu güçlendirerek devam ettireceğiz.
KIBRIS TÜRKÜ YALNIZ DEĞİL: 20 Temmuz, anavatan ve garantör ülke olarak uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan hak ve yükümlülüklerimizle harekete geçtiğimiz tarihtir. İnsan olmak, vicdan sahibi olmak bize ne sorumluluk yüklüyorsa Türkiye olarak bu sorumluluğu yerine getirdik. Tüm dünyaya Kıbrıs Türkü’nün yalnız olmadığını ve asla yalnız bırakılmayacağını gösterdik. Rumların ateşe verdiği ekin tarlalarına gül bahçesine girer gibi paraşütle indirme yapan Mehmetçiğimizin cesaretleri bir kez daha tarihe kazınmıştır. O gün hangi coşku, sevinç ve gurur havası hâkimse bugün de Türkiye’de aynı bayram havası hâkimdir.
FEDERAL BİR ÇÖZÜM MÜMKÜN DEĞİL: Aynı suda iki kez yıkanılmaz. Adadaki gerçekleri görmezden gelerek hiçbir yere varılmaz. Kıbrıs’ta federal bir çözümün mümkün olmadığına inanıyoruz. Bugüne kadar çözümü samimiyetle isteyen, bunun için fedakârlıkta bulunan, risk alan, irade sergileyen taraf Kıbrıs Türkü ve Türkiye olmuştur. Biz müzakereye, görüşmeye, Kıbrıs’ta kalıcı barışı ve çözümü sağlamaya hazırız. Çözüm yolunda uzatılan hiçbir eli havada da bırakmayız. Çözüm istiyorsanız ‘Kıbrıs Türkü’nün müktesep haklarını tescil edin’ diyoruz.
VAHAMETLE KARŞI KARŞIYAYIZ: Ada’nın güneyinde maalesef kendilerini Kıbrıs adasının tek bir hâkimi olarak gören şımarık bir zihniyet vardır. Öyle bir vahametle karşı karşıyayız ki Rum lider, EOKA teröristlerini anma törenlerine katılıyor. Kıbrıs Türkü kardeşlerimiz güneye geçtiklerinde saldırıya uğruyor, tutuklanıyor, Güney’deki camiler kundaklanıyor. Bunlar Kıbrıs Türkü ile siyasi gücü ve Ada’nın doğal kaynakları da dâhil ekonomik refahı paylaşma niyetleri olmadığını açıkça ortaya koyuyor.
BİZ KUZEYDE SEN GÜNEYDESİN:
Geçenlerde Yunanistan Savunma Bakanı (Dendias) yine akla ziyan açıklamalar yaptı. Miçotakis ile yurtdışında bir araya geldik ve kendilerine ‘Ayın 20’sinde biz Kuzey Kıbrıs’tayız, duydum ki sen de güneydesin, herhalde oradan Dendias gibi bizlere sataşma yapmazsın’ dedik. Böyle bir şey düşünmediğini söyledi. ‘Böyle bir şey düşünmüyorsan mesele yok’ dedik.
OLDUBİTTİLERE MÜSAADE YOK:
Miçotakis’e söyledim. Türkiye ile Yunanistan arasındaki diyalog zeminin güçlendirilmesi, Kıbrıs meselesinin çözümüne de şüphesiz katkı yapacaktır. Uluslararası alanda etkin iç hukuk yolu olarak tanınmış olan Taşınmaz Mal Komisyonu adada mülkiyet konusunda çözümün yegâne adresidir. Başka yollara tevessül edenler büyük bir yanılgı içindedir. Ne biz oldubittilere müsaade ederiz ne de Kıbrıs Türk halkı tehditlere boyun eğer.
AMBARGOLARIN KALKMASI İÇİN ÇABALARIMIZ ARTACAK:
Ada’nın garantör ülkelerinin liderlerinin her iki devleti de beraberce ziyaret edecekleri günleri göreceğimizi ümit ediyorum.
50 yıl önce bu topraklarda tesis ettiğimiz barış ve huzur ortamını inşallah muhafaza edecek, bunun zedelenmesine izin vermeyeceğiz. Ambargoların kalkması için çabalarımız daha da artacak. KKTC’nin güçlü, müreffeh, itibarlı bir devlet haline gelmesi için desteğimiz bakidir.
MEHMETÇİK 50 YIL ÖNCE HANÇERİ SÖKTÜ: Bugün burada sadece kahramanca bir mücadeleyi anmak için değil, aynı zamanda tarihi gerçekleri bir kez daha haykırmak için de bulunuyoruz. Kıbrıs Barış Harekâtı’nın niçin yapıldığını, Türkiye’nin böyle bir kararı niçin aldığını daima akılda tutmak zorundayız. 63/74 yılları Kıbrıs Türkleri için Ada’nın yüzde 3’lük bir kısmına zaptedildikleri, gözyaşı, kan, zulümle dolu bir dönem demektir. Kıbrıs Türk halkı hem kurucusu ve ortağı olduğu devletten dışlanıyor hem de eli kanlı EOKA’nın insanlık dışı saldırılarına maruz kalıyor. Adaya konuşlandırılan Birleşmiş Milletler Barış Gücü bile cinnet furyasını durduramadı, katliamın önüne geçemedi. 74 yılına gelindiğinde insanlık dışı saldırılar zirveye ulaşmıştı. 50 yıl önce bugün kahraman Mehmetçik, Kıbrıs Türkü’nün istiklaline vurulmak istenen hançeri sökmek üzere tarihi bir adım attı.
KIBRISLI ÖĞRENCİLERE MÜJDE:
Temmuz ayı itibarıyla artık KKTC vatandaşı öğrencilerin katkı payı ve öğrenim ücretleri bakımından Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı öğrencilerle aynı esaslara tabi olmasını kararlaştırdık. Kuzey Kıbrıs’ın özgür, güvenli, bağımsız, huzur dolu bir devlet olarak geleceğe yürümesi için mücadele eden, ter döken herkesi devlet ve siyaset adamlarımızı rahmetle yâd ediyorum.
HAREKÂTIN MİMARLARINA TEŞEKKÜR
Kıbrıs Barış Harekâtı’nın mimarları olan dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’i, Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan’ı, son nefesine kadar Kıbrıs davası için mücadele eden Alparslan Türkeş ile diğer devlet ve siyaset adamlarımızı rahmetle anıyorum. Kıbrıs Türklerinin egemenlik ve özgürlük mücadelesinin önderlerine, merhum Dr. Fazıl Küçük ve merhum Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’a Allah’tan rahmet diliyorum.
Başkan Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Lefkoşa’daki Atatürk Anıtı’nı ziyaret ederek çelenk bıraktı. Erdoğan, 1 dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Anıt Özel Defteri’ne şunları yazdı: “Kahraman Silahlı Kuvvetlerimizin Kıbrıs Türk halkı ile omuz omuza mücadele ederek gerçekleştirdiği 20 Temmuz Barış Harekâtı’nın 50’nci yıldönümüne kavuşmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Türk milleti, istiklal ve istikbaline olan sarsılmaz bağlılığını bu harekâtla tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir. Kıbrıs Türk halkı, zaferle taçlandırdığı bağımsızlık mücadelesini anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle, kararlı bir şekilde sürdürmekte, geleceğe umut ve güvenle bakmaktadır. Çetin mücadeleler neticesinde, şehitlerimizin canı pahasına kazanılan özgürlüğün ilelebet devam edeceğine yürekten inanıyorum.”