Beyaz yakalılar
Dışarıda Türkiye’yle ilgili özellikle siya si çevrelerde inanılmaz bir Türkiye karşıtlığı var. Yakın geçmişte bunun gerekçesi olarak ‘demokrasi eksikli ği’ veya ‘hukuk yetersizliği’ gösteriliyor du ama bunun böyle olmadığını Barış Pınarı Harekatı’yla gördük.
Türkiye’nin başta FETÖ, DEAŞ ve PKK terör örgütlerine karşı yürüttüğü mücadelenin başarıya ulaşması konusundaki korku, Batı’da hem taşları yerinden oynattı hem de farklı lobileri hare kete geçirdi.
Çünkü Türkiye, terör ve devletler arası ilişkide doğru bir siya set izledi. Bunu da ırkçı, ötekileştirici olma yan Batılılar görü yor. Sesleri çıkmasa da görüyorlar ve yeri gel diğinde de etkili olabili yorlar.
Bu gerçeği, Uluslararası Turizm Fuarı için gittiğim Londra’da turizmciler ve bankacılarla konuşunca çok daha net gördüm. İki sektörde de siya set ve medyanın yansıttığı “korku ve kaygı” havasından eser yoktu. Onlara göre, siyasiler arasında yükselen Türkiye karşıtlığı, gerçeği tam yansıtmıyordu.
Batılıların bir kesimi, Türkiye’nin bölge ve dünya siyasetinde etkili olduğunu, bütün kuşatmalara rağmen ekonomisinde düzel me yaşandığını, coğrafyası ve tarihi zen ginliğiyle göz kamaştırdığını ve küre sel göç meselesindeki insani siyasetiyle halkların gönlünü kazandığını görüyor ve ona göre pozisyon alıyordu.
Uzun yıllar İngiltere’de finans sek töründe çalışan üst düzey bir yönetici Batı’daki havayı söyle anlatıyordu:
“Bir süredir küresel güç mer kezlerinden Türkiye’ye yönelik birçok operasyon yapıldığı yazılıp konuşulu yor. Ama kimse dönüp küresel banka ların Türk bankalarıyla ve ekonomisiy le nasıl bir ilişki kurduğuna bakmıyor. Çok iyi işler yapılıyor. Son dönem de ekonomide atılan adımların olum lu sonuçları da konuşulmaya başladı. Bunu buradaki finans sektörü de görü yor ve ona göre plan yapıyor.”
Üst düzey yönetici, bu gerçeğin görmez likten gelindiğini ve yok sayıldığını gösteren çok çarpıcı bir tespit yapıyordu:
“Türkiye’nin en önemli sorun nedir biliyor musunuz? Kendi beyaz yakalıla rı... Bana göre, dışarıdaki lobiler veya terör örgütleri onlar kadar zarar vermi yor. Onlardaki düşmanlık inanılmaz boyutlarda. Londra’daki havayı en çok onlar zehirliyor. Bir İngiliz Türkiye’yle iyi ilişki kurmak istediğinde ilk onlar karşı çıkıyor. Başımız onlarla dertte.”
Brexit ve turizm
Londra’daki turizm fuarı inanılmaz kala balıktı. İki gün süren fuarda, Türkiye, en çok ilgi gören ülkelerden biriydi. Turizm ve Kültür Bakanlığı, THY, TÜRSAB, İzmir ve Antalya Valilikleri başta olmak üzere çok sayıda özel ve kamu kuruluşunun standı vardı. Kültür ve Turizm Bakanı 0ehmet 1uri Ersoy da oradaydı.
Bakan Ersoy, dünya tarihini yeniden yazdıran Göbeklitepe görselleri önünde çok sayıda yerli ve yabancı gazetecinin sorusunu yanıtlarken şöyle diyordu:
“Bu seneye 5 milyon turist hede fiyle başladık, muhtemelen 52 milyo na yaklaşıyoruz. Türkiye ile ilgili veri lerin çok olumlu geldiğini görüyoruz, tur operatörlerinin satışlarını artırdığı nı görüyoruz. Ekim başında İngiltere ve Almanya pazarında tanıtımlara baş ladık, İngiltere’de sonuçları aldığımızı görmek bizi sevindirdi.”
Turizm ve İngiltere bir araya gelin ce Brexit’i de konuştuk. Acaba Brexit, Türkiye’ye gelen İngilizleri etkiler mi? Sorunun cevabını çok sayıda otel işletmecisi ile birlikte sohbet ettiğimiz TÜRSAB Başkan Firuz Bağlıkaya verdi:
“Brexit kararından sonra İngilizlerin AB ülkelerinden çok bizim gibi ülkele re yöneleceğini bekliyoruz. Türkiye için iyi bir fırsat olur. Bu büyük olasılık. Ama aynı zamanda İngilizlerin gelirin de de bir daralma olacağı bekleniyor. Bu turizmi nasıl etkiler belli değil.”