Hayat gelip geçerken-7
Kim demiş, belki bir şair ama bağışlasın adını hatırlamıyorum fakat kendisine tamamen katılıyo rum; “mandalina çok gzel kokan bir kelimedir.” Şunu da eklemek isti yorum; mandalina bahçeleri meyve si ve kelimesi kadar güzeldir. Bilmem, son zamanlarda dikka tinizi çekiyor mu? Hem medyada hem de eş dost sohbetle rinde bir meyveden veya sebzeden konu açıldı mı, söz hemen faydalarına geliyor. Abartılı iddialar bir birini izliyor. Çünkü hastalık derecesin de “sağlık takıntılı” insanlar haline getiril dik. Dönüp meyve nin yüzüne bakan yok; nerede ve nasıl yetiş tiğini düşünen yok, varsa yoksa sağ lığımıza faydaları... O halde ben de aynı “dil” ile söyleyeyim: Mandalinayı dalında görmek, mandalina bahçele rinde dolaşmak, oturup uzun uzun sey retmek anti-depresan etkiye sahiptir, daha ötesi insanı yeryüzündeki var lığıyla barıştırır. (Antakya civarındaki mandalina bahçelerini gezmekten geli yorum, belki anlamışsınızdır! Bir de İzmir’de, Seferihisar’a gitmeliydi, mey veler toplanmadan hemen önce...)
Antakya’da Kurtuluş Caddesi şehrin tarihsel bakımdan belki en değerli bölgesi. Google’ı açıp sorarsa nız, önünüze bir yığın “havalı” cümle dökülecek. Dünyanın ilk ışıklandırılmış caddesi, vs. Oysa gururlu ama kırgın birini andırıyor. Fena halde solgun, kırık dökük, bakımsız. Ama şehrin derin güzellikleri, mesela Habib-i Neccar Camii de burada. Uzun Çarşı’ya bu caddeden girip aşağı doğru yürüme li. Affan (İnci) Kahvesi’nde “haytalı” tatmadan olmaz! Sveyka’da “vişneli kebap” bir de... Sonra mümkünse, Savon Otel’de konaklamalı. Ah, o her yanı saran mis gibi sabun kokusu ve yağmur altında otelin harika avlusunda kahvelerimizi yudumladığımız akşam...
Müzik... Şarkı formundan hâlâ uzak duruyorum. Bir süre daha Olafur Arnalds, Nils Frahm dinleyeceğim, belli. Bazen iyice elektroniğe kaydı ğım oluyor. Kiasmos mesela. Rota’yı “buraya” çevirdiğimde tercihim Göksel Baktagir besteleri.
İlginçtir, İstanbul’dan uzaklaştığım da fark ediyorum ki, facebook, twitter, instagram; hepsinde “her şeyi biliyoruz” iddiası hâkim. Hakikati öğrenme çabası bu “bilmişlik” karşısında yenili yor tabii.
Gezgin gazeteci Cees Noteboom’un lafıdır: “Bir yolculuğa çıktım ve zaten bulunduğum yere vardım.” Hep böyle midir, yoksa böylesi yol, yol değil midir?
hasmet.babaoglu@sabah.com.tr SMS: HASMET yaz 4122’ye gönder. (1.60 TL) MH: 444 88 81 facebook.com/hasmetbabaoglu.sabah