Akıllı şehrin temelinde siber güvenlik olmalı
Dünya her gün daha da kalabalıklaşırken, kaynak ve yönetişim sorunları ile mücadele eden büyük şehir yönetimleri teknolojinin daha fazla ve daha yetkin bir şekilde kullanılmasının bir gereklilik olduğunu görüyor. Yerel yönetimler dijital dönüşüm projelerine ivme kazandırmaya çalışırken şehir sakinlerinin gelişen dijital yaşam tarzları akıllı şehir konseptlerinin daha somut örneklerle gerçekleşmesi gerekliliğini ortaya koyuyor.
Akıllı kentlerde siber güvenlik yönetiminin tasarım aşamasındayken ele alınması gerektiğini söyleyen Palo Alto Networks Türkiye, Rusya, CIS Bölge Direktörü Vedat Tüfekçi, “Milyonlarca insanın yaşadığı, çalıştığı ve tükettiği kentlerin akıllı çözümlerle yönetilmesi çok fazla sayıda dijital sistem, ağ altyapısı ve bağlantı anlamına geliyor. Günümüzün risklere açık dünyasında yerel yönetimlerin en büyük sorunu, bu çok karmaşık teknoloji altyapılarını güvenli bir şekilde yönetebilmek” diyor.
Akıllı trafik çözümlerinden akıllı park yerlerine, akıllı toplu taşımadan akıllı kamu güvenliğine kadar birçok hizmet, bugün farklı standartlar, protokoller ve farklı teknolojilerin yönetiminde milyonların hayatını kolaylaştırmaya çalışıyor. Yerel yönetimler doğal gaz, su gibi kaynakların dağıtımından (utilies management) atık yönetimine, sokak ve cadde aydınlatmasından kamusal sağlık hizmetlerine kadar birçok hizmeti milyonlara sunabilmek için günümüzün yeni nesil teknolojilerini kullanma ihtiyacı duyuyor.
Dijital kent ekosistemlerinin altyapısını oluşturan bilgi teknolojisi sistemleri, mobil cihazlar, sensörler, yönlendiriciler, ağ geçitleri, farklı iletişim protokolleri, kısaca kablosuz ve kablolu ağ altyapısı bileşenleri ile veri merkezleri günümüzde bir metropolün gerçek zamanlı yönetimini olanaklı kılıyor.
Tüfekçi, akıllı şehirlerin vazgeçilmezi olan eşyanın interneti (IoT) örneğini verirken “IoT cihazlarının ürettiği veri hacmini yönetmek için gereken hız, gecikme, bağlantı ve kapasite gerekliliklerine yanıt verebilen 5G, çeşitli senaryolar ışığında artık geniş alan ağlarla bütünleşik çalışıyor. 5G kentlerin kablosuz ağ alt yapılarında yüksek veri hızına bağlı birçok yenilikçi hizmeti hayata geçirmeyi kolaylaştırırken IoT cihazlar için de önemli bir iletişim platformu olma işlevi görüyor” ifadelerini kullanıyor. Ancak bu sistemler tehdit yüzeyini de son derece genişletiyor.
Günümüzde akıllı kent projelerine yapılan küresel harcamaların yarısından fazlasının esnek enerji altyapısı, veriye dayalı kamu güvenliği ve akıllı ulaşım gibi üç alanda yoğunlaştığını söyleyen Tüfekçi, IDC’nin bir araştırmasına göre akıllı şehir girişimlerine yapılan yatırımların bu yıl sonu itibarıyla 189,5 milyar doları aşması beklendiğine dikkat çekiyor. Pandemi nedeniyle uzaktan çalışmanın yaygınlaşması ve kurumların bulut yatırımlarının artışıyla birçok hizmetin mobil ve bulut servisleri üzerinden sunulmaya başlaması, zaten karmaşık olan ağ altyapılarının entegrasyonu ve yönetimini daha da zorlaştırıyor.
Tüfekçi, “Milyonlarca insanın yaşadığı, çalıştığı ve tükettiği kentlerin akıllı çözümlerle yönetilmesi çok fazla sayıda dijital sistem, ağ altyapısı ve bağlantı anlamına geliyor. Günümüzün risklere açık dünyasında yerel yönetimlerin en büyük sorunu, bu çok karmaşık teknoloji altyapılarını güvenli bir şekilde yönetebilmek. Palo Alto Networks bu kapsamda siber güvenlik yönetiminin henüz akıllı kent tasarım aşamasındayken ele alınması gerektiğini savunuyor” diyor ve ekliyor: “Herkes teknolojiyi bilmek zorunda değil ancak herkes riskin farkında olmalı. Bu nedenle yerel yönetim liderlerinin bilgi güvenliğinden sorumlu yöneticilere bazı kilit sorular sorabilmesi önemli. Çünkü siber saldırganların kent veri ağlarına sızmasını ve siber hırsızlıkları önlemek için aşama aşama tüm paydaşların güvenliğinin sağlaması çok önemli.”