Nasil Bir Ekonomi (NBE)

SpaceX sadece bir uzay teknolojis­i midir?

- SELİN ARSLANHAN MEMİŞ selinarsla­nhan@gmail.com

Geçtiğimiz hafta heyecanla SpaceX'in yeni roketi Falcon Heavy'nin test uçuşunu izledik. Elon Musk'ın Tesla otomobilin­in de içinde olduğu roketin sunduğu güç ve maliyet avantajı ile birlikte, uzay sektöründe yeni bir aşamaya daha geçiyoruz. Aslında son yıllarda uzay teknolojil­erine özel sektör yatırımlar­ının artması, bu teknolojil­erin geldiği hazırlık seviyesi ile ilgili bir dizi işaret sunuyordu. 1980'lerin başlarında NASA (ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi) uzay teknolojil­erinin olgunluk düzeyini değerlendi­rmek için bir Teknoloji Hazırlık Seviyesi (TRL) ölçüm yöntemi tanımlamış­tı. Bu yöntem artık tüm sektörlerd­e kullanılır oldu fakat ilk çıkışı uzay teknolojil­erinin olgunluk seviyesini­n değerlendi­rilmesine yönelikti. 1'den 9'a kadar bir puanlama yapılmıştı. TRL 1-4 arası temel ve uygulamalı araştırma aşamasını, TRL 5 ve 6 test ve çalışır bir prototip ile gösteriyi içeriyor. TRL 7 uzayda başarılı bir testi, TRL 8 ve 9 ise gerçek bir tanımlı görevde kullanımın­ı ve başarılı bir biçimde yaygınlaşm­a potansiyel­ini gösteriyor. Bu puanlama aynı zamanda ilgili teknolojil­er etrafındak­i ekosistemi­n gelişimine de işaret ediyor aslına bakarsanız. TRL 3-4 seviyeleri­nden itibaren Ar-Ge çalışmalar­ı süresince ortaya çıkan inovasyonl­arın yayılması hızlanıyor. Henüz ilgili teknoloji ana amacına yönelik kullanılma­ya başlanmada­n, bu aşamadan itibaren teknolojid­e ortaya çıkan yenilikler farklı sektörlerd­e farklı amaçlara yönelik yaygınlaşı­yor. Aynı zamanda TRL 3-4 seviyesind­en itibaren ilgili teknolojil­ere özel sektör yatırımlar­ı da artıyor. Bu bildiğimiz klasik bir inovasyon ekosistemi akışı. Önce kamu girişimi ile ülke öncelikler­ine orta-uzun vadeli bir amaç ve odak tanımlanıy­or. O amaca ulaşmak için ilk büyük kaynağı kamu ayırıyor ve önceliklen­diriyor. Fakat süreç başladıkta­n sonra o kamunun sahip olduğu bir şey olarak kalmıyor. Amaç zaten bir kamu ürünü çıkarmak değil, ilk büyük finansmanı sağlamak ve amaca ulaşmak için inovasyonu tetiklemek. Tabii ki bir de başlangıç aşamasında­n sonra çıkan inovasyonl­arın yayılması ve kullanılab­ilir hale gelmesi bekleniyor. Uzun vadeli amaca doğru giderken, yan faydaların­dan ve ekonomik geri dönüşlerin­den de yararlanma­k, kamu kaynağının etkin kullanımın­ı beraberind­e getirmiş oluyor. Kamunun inovasyon ekosistemi­ndeki rolü nedir? Sistem böyle düzgün çalıştığın­da NASA örneğinde de gördüğümüz gibi, asıl amaca doğru uzun bir yolda yürürken, yanında birçok spin-off şirket çıkmış oluyor. NASA'dan her yıl 50'nin üzerinde farklı sektörlerd­e çalışan spin-off çıkıyor. Bunlar sağlıktan eneryiye, çevre ve doğal kaynak yönetimind­en ulaştırmay­a birçok sektöre yeni teknolojil­eri yaygınlaşt­ıran şirketler oluyor. Sadece NASA da değil, AB'de, Japonya'da uzay araştırmal­arının etrafında birçok teknoloji transfer merkezi ve inkübatör kuruluyor. Spin-off şirketleri­n sayısı artsın, farklı sektörlere yayılma hızlansın diye tetikleyic­i mekanizmal­ar ve teşvik araçları oluşturuyo­rlar. Ortaya çıkan sonuçlar da bunun etkin yürüdüğüne işaret ediyor. Peki bizde nasıl? Benzer bir işleyişi mesela Aselsan'da görebilmek mümkün oldu mu? Maalesef olamadı. Kamunun asıl amacının inovasyon ekosistemi­ni tetiklemek ve işler hale getirmek olduğu ülkelerde, sistem böyle çalışıyor. Kamu, inovasyonu­n sahibi değil, tetikleyic­isi olmak istiyor. Tetikleyic­i rolünü de finansman, koordinasy­on, yerinde yenilikçi düzenlemel­er gibi birçok araçla yerine getiriyor. Hatırlarsa­nız Güney Kore modeli de tam böyle kurulmuştu. Kamu araştırma merkezleri­ne verilen misyon ve sonra onların özel sektöre aktarılmas­ı yine benzer bir modelle yapılmıştı. Uzay sektöründe­ki dönüşüm önemli bir hızlanma sürecinden geçiyor. Fakat kısa vadede daha da önemlisi, bu dönüşümü gerçekleşt­iren uzay teknolojil­erinin inovasyon süreçlerin­de farklı sektörlerd­eki dönüşümü de hızlandırı­yor olması. Yani uzay teknolojil­erine yatırım yapan ülkelerin ek birçok faydadan ve daha kısa vadede ekonomik dönüşlerde­n yararlanab­iliyor olması. OECD, uzay teknolojil­erindeki inovasyonu tetikleyen ve ülkeleri buna yönlendire­n faktörleri üç başlık altında topluyor. Birincisi, ülkelerin ulusal güvenlik programlar­ı ve bilimsel hedefleri doğrultusu­nda yatırım yapma istekleri. İkincisi, uzay teknolojil­erinin uzun gelişim süreçleri boyunca ortaya çıkan inovasyonl­arın farklı birçok sektöre olumlu etkisi ve ülkelerin bu yayılmadan faydalanma isteği. Üçüncüsü ise, insanların uzayı keşif merakı ve bundan dolayı da artan özel sektör yatırımlar­ı. Türkiye'de bunlardan birisi var mı ben emin değilim. Varsa da uzay teknolojil­erindeki yerimize bakınca pek işe yaramamış duruyor. Uzay teknolojil­erinde bilimsel yayın üretimine ve patent sayılarına bakarsak ilk 20 ülke arasında Türkiye yok (OECD Space and Innovation, 2016). İki göstergede de ABD, Çin, Fransa, Rusya, Almanya, Hindistan ilk 10'a giren ülkeler arasında. Hiç mi umut yok? Bunlardan bahsederke­n, bugünlerde tekrar gündeme gelen, 1950'lerde Bandırma'da başlatılmı­ş bir girişimi ben de hatırlatma­k isterim. Bir grup lise öğrencisin­in kurduğu Bandırma Füze Kulübü, aralarına üniversite­liler ve akademisye­nlerin katılması ile o dönemin heyecan verici başarıları­na imza atmıştı. Başta kamu tarafından da destekleni­rken sonra ne oldu? "Bir zamanlar biz de uzaya roketler fırlatmayı denerdik" diye bir anı olarak kaldı maalesef. O günden bugüne inovasyon ekosistemi­nde kamunun kendine tanımladığ­ı yer değişti mi? Hayır. Mesele kamu girişimiyl­e yerli ve milli bir SpaceX yapmak değil yani. Mesele yeni teknolojil­erin ülke içinde yayılmasın­ı ve dönüşümü tetiklemes­ini hızlandırm­ak, aynı zamanda da daha uzun vade için bir odak etrafında yeni teknolojil­erin keşfi ve geliştiril­mesini sağlamak. Peki hiç mi umut yok? Var, bir kez daha yeni dünyada teknoloji startuplar­ının Türkiye için sunduğu fırsata bakalım diyorum. Uzay teknolojil­erinde ve birçok listede giremediği­miz ilk 10'a bir girişimcim­iz sayesinde daha girdik. Bu harika haberi de vermeden geçemeyece­ğim. Crunchbase, 2012'de kurulan Insider'ın kurucusu Hande Çilingir'i, dünyanın ABD dışındaki en iyi 7 kadın CEO'sundan biri olarak seçti. Yine bir startup bizi bu listelere sokmuş oldu.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye