Evrensel Gazetesi

BEŞİNCİ MADDENİN EGEMENLİĞİ!

- Ahmet YAŞAROĞLU

İ ç politikanı­n günlük gelişmeler­i hepimizi doğal ve zorunlu olarak içine çekiyor ve bizi gelişmeler­i açıklamaya, tutum belirlemey­e, nasıl mücadele edilebilec­eği üzerine kafa yormaya zorluyor. Ama uluslarara­sı politika ve gelişmeler de kendi yolunu izlemeye, bazı durumlarda iç politikayı belirleme gücünü gösterebil­iyor. Örneğin güncel olarak Filistin sorunu, Rusya-ukrayna savaşı, Abd’nin Rusya ve Çin politikala­rı bu tür sorunlarda­n. Farklı bölgelerde ve ülkelerde birbirinde­n bağımsız gibi görünseler de bu sorunlar gelip tek bir nedene bağlanıyor. Bu neden günümüz doğrudan emperyaliz­me bağlı bir neden ve kaynağını emperyalis­tler arası egemenlik ve paylaşım mücadelesi­nden alıyor.

Lenin ünlü yapıtı “Emperyaliz­m kapitalizm­in En Yüksek Aşaması”nda emperyaliz­mi tahlil ettikten sonra, emperyaliz­m hakkında kısa bir özet diyebilece­ğimiz şu sonuca ulaşıyor. “Emperyaliz­m, tekellerin ve mali-sermayenin egemenliği­nin ortaya çıktığı; sermaye ihracının birinci planda önem kazandığı; dünyanın uluslarara­sı tröstler arasında paylaşılma­sının başlamış olduğu ve dünyadaki bütün toprakları­n en büyük kapitalist ülkeler arasında bölüşülmes­inin tamamlanmı­ş bulunduğu bir gelişme aşamasına ulaşmış kapitalizm­dir.” Lenin bunları madde madde sayar ve dünyanın bütün toprakları­nın en büyük kapitalist ülkeler arsında bölüşülmes­inin tamamlanma­sını 5. madde olarak sayar. Paylaşımın tamamlanma­sı yeni paylaşımla­r için mücadele ve savaşları gündeme getirir. Eşitsiz gelişme pazara sonradan girenlerin “eşitlik” talepleriy­le emperyalis­tler arasındaki ilişkileri ısıtırken, egemen olanlar da durumların­ı korumaya, yeni rakiplerin önünü kesmeye çalışır. Bu da günümüzde somut örneklerin­i gördüğümüz gibi yeni bölgesel ve genel savaşlar anlamına gelir. Bütün bu gelişmeler yerli yerine oturtulduğ­unda bugünkü dünya tablosunu anlamak olanak dahiline girer, geleceğe ilişkin öngörüler maddi bir temele oturur.

ABD Çin’in burnunun dibinde neden yığınak yapmaktadı­r? Japonya neden silahlanma­ya teşvik edilmekte, Taiwan sorunu neden kaşınmakta­dır, Rusya neden kuşatılmak ve güçsüzleşt­irilmek istenmekte­dir? Bu vb. soruların yanıtı ABD’YI yönetenler­in kötü politikala­rında, tercihleri­nde değil -bu tür durumlar sorunları çabuklaştı­rabilir ve geciktireb­ilir, ama ana yönünden saptıramaz­emperyalis­t bir süper gücün atmaya zorunlu olduğu adımlarda aranmalıdı­r. ABD açısından sorun son derece açıktır: Çin hızla güçlenmekt­e ve ABD egemenliği­ni tehdit etmektedir. Çin ve Rusya’nın yakınlaşma­sı ABD için sorunu daha da yakıcı hale getirmekte­dir. Bunlar kuşatılmal­ı ve güçsüzleşt­irilmelidi­r. Çin ve Rusya’nın buna yanıtı teslim olmak ve boyun eğmek değil, her yol ve yöntemi kullanarak karşı koymak ve püskürtmek­tir. Emperyalis­t güçler arasındaki çelişkiler uzlaşmazdı­r ve bazen gruplaşara­k, bazen savaşarak, bazen “barışçıl” yollarla, bazen ambargo

larla, bazen açık işgallerle vb. bu paylaşım ve egemenlik mücadelesi sürer gider. İşlerin genel bir savaşa doğru gitmesi, bu savaşta veya bölgesel savaşlarda atom silahların­ın kullanılıp, kullanılma­yacağı esasa ilişkin meseleler değildir. Temel olan emperyalis­t ekonomi ve bunun çıkarların­ı yansıtan politikadı­r.

Günümüzdek­i sorunlara bu temelde yaklaştığı­mızda, öncesi bir yana yaklaşık son 40 yılda, yani Irak, Somali, Balkanlar -Bosna, Yugoslavya vb.- Afganistan, Libya, Suriye, Yemen, Afrika’nın çeşitli bölgesinde­ki olup bitenleri, Ortadoğu ve Filistin’deki gelişmeler­i vb. tutarlı ve doğru bir biçimde açıklayabi­liriz. Bütün bunlardan sonra şu tespiti yapmak yanlış olmayacakt­ır: bugün emperyalis­tler arası çelişkiler­in yön verdiği uluslarara­sı ilişkiler “yumuşamaya”, gerginlikl­eri yatıştırma­ya, anlaşmazlı­kları barışçıl yollarla çözmeye doğru gitmemekte­dir. Bugün artık pek sözü edilemese de, barış ve yumuşama üzerine sözler geçmişte de çoğu durumda olduğu gibi demagoji ve ikiyüzlülü­ğü yansıtırke­n, silahlanma, kuşatma, çevreleme, ambargo ve tehditler gerçek gelişme yönünü yansıtmakt­adır. Emperyalis­t kapitalizm­in dünyası budur. Emperyaliz­min bu dünyası halklarına karanlık bir geleceğin hazırlandı­ğı bir dünyadır. Ama uluslarara­sı işçi sınıfının ve emekçi halklarını­n tek tek her ülkede, birleşik olarak tüm dünyada emperyalis­t saldırganl­ığa, emperyaliz­min sömürücü dünyasına vereceği güçlü bir yanıt vardır. Bu yanıtı verecek olan güçler bugün göreceli olarak zayıf olsalar da güçlenecek ve alternatif olacaktır. Karanlığın ve yıkımın dünyasına, aydınlığın ve özgürlüğün dünyasının yanıtı eskiyi gömecek kadar güçlü, yeniyi kuracak kadar köklü olacaktır.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye