İŞSİZLİK AZALMADI, KADINLAR UMUDUNU KESTİ!
TÜRKİYE iş gücü piyasasında göze çarpan birtakım yapısal sorunlar var. OECD ülkeleri arasında en uzun çalışma saatleri Türkiye’de. Ciddi bir kayıt dışılık sorunu var. Kadınların iş gücüne katılımı düşük. Kentleşmeyle kadınların iş gücüne katılımı arasında önce düşüş yaşanıyor, sonra yükseliş. Göçün ilk kuşağında, köyde tarımla uğraşan kadınlar kente geldiklerinde ev kadını oldular. Ama bu kadınların çocukları eğitim aldı ya da kentli yaşama katıldı. İkinci kuşakta kadının çalışması daha yaygın. Daha sonraki kuşaklarda ise kadın istihdamı artıyor. 2007-2017 arası iş gücü anketlerinde kadınların düşük nitelikli işlerde çalıştığını görüyoruz. 2019 yılı işsizlik istatistiklerine geldiğimizde kadın işsizlik oranlarında az da olsa bir düşüş görüyoruz. Bu düşüş de nitelik gerektirmeyen işlerde çalışan kadınların iş piyasasından çıkmasından kaynaklanıyor. Kadınların bir kısmı krizle birlikte işsiz kalmışlardı, bir kısmı da kısmi süreli işlerde çalışıyordu. Şimdi çoğu işsizliğin bu kadar arttığı bir piyasada iş bulmaktan umudu kesmiş durumda. İstatistiklerde de “işsiz” olarak yer almamaya başladılar. TÜİK’IN hesaplama sisteminde de “umudu kırıldığı için iş piyasasından çıkanlar” yer almıyor.
KADIN İŞSİZLİĞİ KISA VADEDE ÇÖZÜLEMEZ BOYUTTA
Türkiye’de 4.5 milyon insan işsiz. Bunların arasında diplomalı işsizler de çok fazla. Şu soruyu sormamız lazım; Türkiye kapitalizmi geldiği noktada bu 4 buçuk milyon insana istikrarlı, düzgün bir iş yaratmaya muktedir mi? En azından bu 4.5 milyonun önemli bir kısmını oluşturan kadınlar için kısa vadede sorunu çözebilecek gibi görünmüyor.