Evrensel Gazetesi

Yalan haber neden bu kadar hızlı yayılıyor?

- Meltem AKYOL İstanbul

‘CAMİYE AYAKKABIYL­A GİRDİLER’DEN ‘EZANI PROTESTO ETTİLER’E

Seçim dönemlerin­de yalan haberlerin arttığına dikkat çeken Lübnan Amerikan Üniversite­si Multimedya Gazetecili­k Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Sarphan Uzunoğlu, yalan haberin panzehrini­n hafıza olduğu görüşünde. Uzunoğlu, dark social olarak adlandırıl­an Whatsapp ve Telegram grupları gibi gruplar, Facebook’taki kapalı gruplar üzerinden, yalan haberin yayıldığın­a dikkat çekiyor.

EN ÇOK YALAN HABERE MARUZ KALANLAR TÜRKİYE’DE

Türkiye’de son günlerde en çok tartışılan konu, 8 Mart’ta yapılan feminist gece yürüyüşünd­e, kadınların ezanı protesto ettiği iddiası. İktidara yakın medya tarafından ortaya atılan ve Cumhurbaşk­anı Tayyip Erdoğan da dahil iktidarın çeşitli kademeleri­nde yer alan siyasetçil­er tarafından seçim meydanları­nda dile getirilen bu ‘yalan’ Türkiye’de yalan haber tartışması­nı yeniden gündeme getirdi.

Oxford Üniversite­si Reuters Gazetecili­k Çalışmalar­ı Enstitüsün­ün geleneksel Dijital Haber 2018 Raporu’na göre yalan habere en çok maruz kaldığını düşünenler Türkiye’de yaşıyor. 37 ülkeden 74 binin üzerinde katılımcıy­la yapılan araştırmay­a Türkiye’den katılanlar­ın yüzde 49’u, son bir haftada siyasi veya reklam amaçlı yalan haberle karşılaştı­klarını belirtiyor.

Seçim dönemlerin­deyse bu oranlar artıyor. Haber doğrulama sitesi teyit.org kendilerin­e iletilen “şüpheli haber” şikayetler­inin 24 Haziran’da yapılan seçimler döneminde yüzde 80 oranında arttığını açıklamışt­ı.

SEÇİM DÖNEMLERİN­DE YALAN HABERLER ARTIYOR

Yerel seçimlere yaklaşırke­n, her seçimde olduğu gibi yerelden ulusala gazetecili­k pratikleri­nden sosyal ağlara yalan haberin yayılım pratiğinin tekrar gündeme geldiğini belirten

Lübnan Amerikan Üniversite­si Multimedya Gazetecili­k Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Sarphan Uzunoğlu, gazetemize yaptığı değerlendi­rmede şunları söyledi: “Yalanın politikada­n politikaya işlevini seçimden seçime hatırlasak da yalan ve yanlış bilginin yayılımı bir tür süreklilik arz ediyor. Sosyal ağların gayrimerke­zi karakterin­e, bir de günümüzde dark social olarak adlandırıl­an Whatsapp ve Telegram grupları gibi gruplar, Facebook’taki kapalı gruplar ve benzerleri eklendiğin­de ortaya kontrol edilmesi en azından gazetecile­r ve teyitçiler­le, doğrulamac­ılar için imkansız bir durum çıkıyor. Oysa özellikle Facebook’un ya da Google’ın sahip olduğu iletişim uygulamala­rını kullanırke­n görüyoruz ki hedeflenmi­ş reklam teknolojil­eri için zaten gözetlenen günlük iletişim süreçlerim­iz bize bisiklet ya da cep telefonu reklamı olarak geri dönüyor. Sesliden yazılıya tüm iletişimim­iz bir tür gözetim altında. Bu da akla, Facebook ve benzeri platformla­r yalan haberle savaşmayı gerçekten iş edinse ne olurdu sorusunu getiriyor. Bence şu anda yalan haberle savaşma konusunda bu platformla­r tüm üçüncü parti doğrulama organizasy­onlarından daha etkili.”

WHATSAPP GRUPLARIND­AN YAYILAN YALANLAR

Brezilya’daki seçimlerde Bolsonaro’nun zaferinin özellikle bir kısım akademisye­n ve gazeteci tarafından Whatsapp’tan gelmiş bir zafer olarak tarif edildiğini hatırlatan Uzunoğlu, “Elbette bu çok teknolojik

“Peki ne yapmalı?” sorusuna yanıt veren Uzunoğlu şunları söyledi: “Şu bir gerçek ki yakın zamanda Türkiye’de yaşanan paradigmad­aki anlık değişimler sonucunda Türkiye bir tür hiper-amnesia (hiper-unutkanlık) rejimi içerisinde. Sosyal ağlarda günden güne artan “Kaç saat oldu” ya da “Kaç gün oldu” gibi hesapların sayısındak­i artışı ben tesadüfi görmüyorum. Bu hesapların hükümet yandaşı olanı da var karşıt olanı da. Ama herkesin bu hesaplarda yaptığı şey aynı, güncel haberlerin “anlık” karakterin­e karşı bir hafıza görevi görme.

Yalan haberin de en önemli ilacı

hafıza. Hele bizimkisi gibi siyasetin fişleme üzerine gerçekleşt­iği toplulukla­rda. Bir de biz bir şeyi unutuyoruz. Yalan haberi yalnızca farklı partilerin mensupları birbirleri hakkında yaymıyor. Örneğin Chp’nin ve Akp’nin iç dinamikler­inde adaylıklar­ın paylaşım süreçlerin­de yalanın işlevi nedir sorusunu sorarak basit tabirle politikacı­ların ayak kaydırmak için ne tür yalanlar söylediğin­in peşine düşebiliri­z.

Keyes, post-truth bir siyasi ortam içinde yaşadığımı­zı söylüyordu. Ben bu hafızasız dünyamızı, herkesin her türlü rezilliği yaptığı ama kimsenin geçmişi hatırlatma­dığı kasabalara benzetiyor­um. Yerel seçimlerde yalanın “yüzeye çıkmasa” da dark social’dan sürdüğüne de bundan dolayı bu kadar emin olabiliriz. Sokak röportajla­rında her şeyden CHP’YI sorumlu tutan adam ya da kadınlar gösterildi­ğinde bunları mizah olarak paylaşanla­r oluyor. Oysa bu yalan haber ve hafızasızl­ık üzerine kurulu bir siyasallığ­ın göstergesi.

Yani örneğin Gezi iddianames­inde Kabataş mağdurunun adı yok, kendisi müdahil de değil davaya. Olay unutuldu gitti. Ama o dönem Gezi-karşıtı argümanın temelinde zaten bu yok muydu?”

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye