AB’NİN HENÜZ B PLANI YOK
BRÜKSEL’DE imzalanan “boşanma anlaşması”nın Londra’da reddedilmesi durumunda ne olacağını ise kimse bilmiyor. Zira, henüz hazırlanmış bir B planından söz edilmiyor. Bu nedenle AB Komisyonu Başkanı Jean-claude Juncker, biraz da tehditvari şekilde, “Bu hem AB hem de İngiltere için olabilecek en iyi anlaşmaydı.bunu reddedenler şaha sonra şaşkınlığa uğrayabilir” diyerek, yeniden bir pazarlık durumunda İngiltere için daha kötü şartların olabileceğini ima etti. AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ise anlaşmanın kabul edilmemesi durumunda ne olacağı şeklindeki sorulara “Şu anda spekülasyon yapmaya gerek yok” diyerek aslında AB cephesinde yeniden pazarlık niyetinin olmadığını gösteriyor. Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz da zirve sonrasında yaptığı açıklamada, anlaşmanın kabul edilmemesi durumunda yeniden pazarlıkların olmayacağını ifade etti. Öyle anlaşılıyor ki; anlaşmanın İngiltere tarafından olduğu gibi kabul edilmemesi durumunda sadece İngiltere’de değil AB içinde de derin tartışmalara yol açacak. Bu nedenle, İngiliz parlamentosunun onay vermemesi durumunda hem AB hem de İngiltere’deki krizin daha da derinleşeceği bugünden görülüyor. Bu ada 29 Mart 2019’dan itibaren Brexit sürecinin kontrolden çıkabileceği anlamına geliyor. Süddeutsche Zeitung’da yer alan haber-analize göre, anlaşmanın imzalanmaması durumunda 29 Mart 2019’dan itibaren gümrük vergileri ve sınır kontrollerinin başlayacağını, bunun da en çok ekonomiyi vuracak. Bu aynı zamanda öngörülen geçiş sürecinin de uygulanmayacağı anlamına geliyor.
Anlaşmada öngörülen, 2020 ya da en fazla 2022 yılına kadar sürecek geçiş sürecinin ardından İngiltere, Ab’den tamamen ayrılmış olacak. Bu süreçte AB ile İngiltere arasında serbest ticaret anlaşmanın imzalanarak mal ve hizmet değişiminden gümrük vergilerinin alınmaması hedefleniyor. İngiltere’nin uzun zamandan beri AB için önerdiği model de siyasi entegrasyon yerine serbest ticaret bölgesiyle kalınması yönündeydi. Ancak; Almanya ve Fransa bununla yetinmeyerek Ab’nin ekonomik, siyasi ve askeri entegrasyonun gerçekleşmesini savunuyorlardı. IL SOLE 24 Ore (İtalya): AB Komisyonu Başkanı Jeanclaude Juncker zirve sonrandaki basın toplantısında “Sevinecek ya da kutlanacak bir an değil, bir trajedi” sözlerini kullandı. Birleşik Krallığın ayrılmasının Ab’de sonun başlangıcı olacağından endişe ediliyor. Eğer böyle olursa kıtanın geleceği acımasız olacak. Tehlike başlayacak, yüzyıllardır Avrupa’ya egemen olan çatışmalara geri dönülecek. Bu nedenle Fransa Cumhurbaşkanı Macron, “Brexit ile birlikte Avrupa yönünü yeniden belirlemeli” diyor. Die Tageszeitung (Almanya): Üzülmek için neden var. Çünkü İngiltere’nin ayrılması onaylandı. Yine İtalya’nın ikide bir AB ile çatışmak için ifade ettiği politikalar var. Sürekli sözü edilen Avrupa’nın başarısı iflas etti. Merkel’in söz verdiği başarıya ne oldu? Macron’un heyecanlı şekilde ifade ettiği yeni ufuklar nerede? Bunları görmek artık mümkün değil. Avrupa Parlamentosu seçimlerinden altı hafta önce söz konusu olan en kötüsünü önüne geçmekten başka bir şey değil. Süddeutsche Zeitung: Britanya’ya Avrupa’da istisnai koşullar tanınması kuşku götürür. Yakın gelecek dört başı mamur yalnızlığın sanıldığı kadar harika olmadığını gösterecektir. Donald Trump’ın ABD’SI artık Britanya’nın güvenilir koruyucusu değildir. Britanya AB ülkelerinden daha iyi ticari ortaklar da bulamaz. Britanyalılar büyük önem verdikleri özgürlük ve egemenliklerini bundan böyle tek başlarına savunamayacaklardır. Brexit dramı önümüzdeki haftalarda Britanya parlamentosunda nasıl son bulursa bulsun, Britanyalıların çoğunluğu ilerde aklın yolundan gidip Avrupalı olacaktır.