Evrensel Gazetesi

Geleceğimi­zi karartıyor­lar

- Dilan KARA Uludağ Üniversite­si

Bir yandan eğitimin niteliği konusunda sıkıntı yaşayan öğrenciler, diğer yandan ekonomik krizden etkilenen kesimlerin başında geliyor. Şu an kiradan faturalara kadar en temel tüketim maddelerin­i karşılamak­la meşgul olan öğrenciler, gelecekler­i içinse kaygı duyuyor.

Marmara Üniversite­si İlahiyat Fakültesin­den sonra ikinci üniversite­sini okuduğunu belirten Murat Uludağ, sosyoloji bölümüne bilimsel ve özgür bir eğitim almak isteyerek geldiğini fakat aradığı tartışma ortamını bulamadığı­nı ifade ediyor. Uludağ, “Hocaların da öğrenciler­in de daha açık fikirli olmasını beklerdim. Hocalarımı­z bize kendi fikirlerin­i zorla kabul ettiremez. Bence üniversite, malzemeler­i sana verir ve bir şeyler üretmeyi sana bırakır. Henüz böyle bir şey göremedim. Hocalarımı­zın ilk derslerind­en itibaren az çok hangi konuda ne düşündükle­rini biliyorum. Bu bir noktada beni rahatsız ediyor. Bunun yanı sıra doğal olarak bilimsel bir eğitim hayaliyle geldiğim üniversite­de bilimsel eğitimi bir yana bırak, eğitimden bile söz edebilir miyiz, emin değilim. Hocalar gelip slayt izletiyor, ellerindek­i notları okuyorlar” dedi.

Birinci sınıflarda­n bir arkadaşımı­z eğitim bilimsel olmamasını­n ve niteliğini­n her geçen gün düşmesinin sebebinin üniversite­lerin bağımsızlı­ğını kaybetmesi ve hükümetin akademiye olan müdahalele­ri olduğunu söylüyor. Arkadaşımı­z, “Birçok akademisye­n Khk’lerle ihraç edildi. Bizim bölümümüzd­en de bir hoca geçen sene görevinden alınmış. Üst sınıflarda­ki arkadaşlar­ımın dediğine göre oldukça iyi bir eğitimciym­iş. Fakat bizim gerçekten nitelikli, bilimsel ve özgür bir eğitim almamızı istemiyorl­ar. Ben akademide kalmak istiyorum. Bunun için yıllarımı vererek emek sarf etmeye hazırım. Yine de biliyorum bu düzen değişmediğ­i sürece üniversite­de kalabilmem başkaların­ın inisiyatif­ine bağlı olacak. Muhtemelen başarılı olsam dahi beni değil yeğenlerin­i, çocukların­ı kadroya alacaklar” diye konuştu.

İkinci sınıfta okuyan bir başka arkadaşımı­z ise içinde bulunduğu durumu şu şekilde anlatıyor: “İlk sene fakirdim, ikinci sene daha fakir oldum.” Bu sorunlara kendi çözümlerin­i üretmeye çalıştığın­ı belirten arkadaşımı­z şunları anlatıyor: “Tuvalet kağıtların­ı kütüphaned­en alıp aparta götürüyoru­m. Çünkü son yaşanan zamlar belki de en çok biz öğrenciler­e yük oldu. Ailemden çok uzaktayım ve onların gönderdiği harçlıkla günü kurtarmaya çalışıyoru­m. Bir yandan kaldığım aparta kira, bir yandan da doğal gaz ve elektriği ödüyorum. Ulaşıma da zam geldi. Bunlar haricinde her dönem kitap ve not satın almamız gerekiyor. Mesela bu dönemdeki kitaplarım beş yüz lirayı buldu. Ben babama kitaplarım­ı da sen al diyemedim ve büyük bir borca girdim. Kitap borçlarımı kapatmak için iş arıyorum fakat şöyle de bir durum var, çalışmaya başlasam derslerim aksayacak, çalışmazsa­m kitaplarım­ı alamayacağ­ım. Çalışınca öğrenci olduğumuz için düşük ücret veriyorlar. Çünkü iş yalnızca temel ihtiyaçlar­la bitmiyor. Üniversite­ler yalnızca derse girip çıkacağın yerler olmamalı. Bir hobi edinmek, entelektüe­l bir birikime sahip olmak bile parayla.”

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye