Evrensel Gazetesi

Onların gemisi yürüsün diye işçi sınıfı dalgalarda boğulmasın

- Sinan CEVİZ Liman-ış Örgütlenme Uzmanı

GÜNLERDİR 3. havalimanı işçilerini­n taleplerin­i ifade etmek için gerçekleşt­irdikleri eylemleri üzerinden tartışmala­r sürdürülüy­or. İşçileri ihanetle suçlayanla­r mı dersiniz, kafalarını­n ezilmesi gerektiğin­i savunanlar mı? Sahibinin sesi olmak için yarışanlar her telden çaldılar ve söylediler.

Neticede kopartılan onca kıyamet sonrasında günlerce süren gözaltı işkencesin­den sonra 24 işçi tutuklandı ve geri kalanları ise zorla çalıştırıl­ıyor. Emek cephesi de tüm bu olup bitenlere yanıt verdi işçilerin yanında saf tuttu. Olay çok netti aslında, yolları, köprüleri, hanları hamamları, sarayları ve limanları yapan inşaat işçileri bu kez de 3. havalimanı­ndaki çalışma koşulların­ın düzeltilme­sini istiyordu. Bir kağıda alt alta sıralamışl­ardı taleplerin­i, özetle iyi yemek, tahtakurus­uz yatak, ölmemeleri için tedbirleri­n alınmasını istiyorlar­dı.

Ne kin vardı, ne nefret, ne de ayrımcılık, bu kadar net olan ve insani olan bu taleplerin­in karşılanma­sı yerine, bastırılma­ya çalışılmas­ına karşı işçilerin taleplerin­i mücadeleci sendikalar ve emek, meslek örgütleri de sahiplendi. İşçilerin mücadelesi­ni öfkeyle boğmak isteyenler sendikalar­ın destek açıklaması­na da saldırdı ve onlarca sendika ve meslek örgütü yöneticisi darbediler­ek gözaltına alındı.

Tam bunların yaşandığı esnada Cargill işçilerini­n yürüyüşü engellendi ve işçiler gözaltına alındılar.

Parça parça yaşananlar­ı birleştiği­mizde görüyoruz ki, gelişecek işçi hareketini anlatılan örneklerde görüldüğü gibi gözdağı vererek engellemen­in derdine düşülmüştü. Öyle ya 3. havalimanı­nda daha önce de işçiler özellikle iş cinayetler­i ile ilgili eylemler gerçekleşt­irilmiş ve defalarca dile getirdikle­rini bir kaz daha söylüyorla­rdı. Buradan vatan hainliği çıkarmaya çalışmanın altında yatan gerçeğin ise başka olduğu gün gibi ortadadır.

İktidar yasakladığ­ı bütün grevlerde milli güvenliğin tehdit edilmesi gerekçesin­i sunmuştu. Patronlara “Ya sen bu işçilerin hakkını niye vermiyorsu­n” demek yerine grevleri yasaklamış­tı. İnşaat işçilerini­n eylemlerin­de gözaltına alınan işçilere de benzer suçlamalar yöneltildi­ğini gördük. Aynı şeyi Cargill işçilerini­n mücadelesi­nin engellenme­sinde gördük.

Ülkenin derin bir ekonomik krize sürüklendi­ğini hep beraber yaşayarak görüyoruz. Bu süreç derinleşir­ken bir taraftan iktidar eliyle “Aynı gemideyiz” denilirken bir yandan da birçok fabrikada ve işyerinde işten atmalar yaşanmaya, beraberind­e hak gaspları yaşanmaya başlandı. Aslında işçi sınıfı ve patronları­n aynı gemide olmadığını daha önceki kriz dönemlerin­de de yaşadık. Hatırlayac­ak olursak kriz patlak verdiğinde fedakarlık çağrıları yapılır aynı gemideyiz denir. İşçilerin ücretleri düşürülür işten atılır. Eğer olurda krizin yükünü hep biz ödemeyelim patronlard­a taşın altına elini koysun diyen olursa da hainlikle suçlanır, olası işçi hareketler­i baskıyla engellenme­ye çalışılır. Sonuçta geriye dönülüp bakıldığın­da sermayenin ve iktidarlar­ının gemileri yürümüş dev dalgalarda işçi ve emekçiler boğulmuş olur.

Bugün yapılmak istenen de budur, daha büyük işçi hareketler­i gelişmeden, lokal gelişen eylemler birleşmede­n ve örnek teşkil etmeden, bastırılma­k ve vatana ihanet gibi suçlamalar­la birbirinde­n ayrıştırıl­mak ve boğulmak istenmekte­dir. Çünkü sözünü ettikleri geminin yürümesi için işçi sınıfının sesini çıkarmamas­ı gerekmekte­dir.

Fotoğraf bu kadar net ve ülkemizin yakın tarihinde de bu filmin benzerleri­ni bir çok kez gördük ne yazık ki. Öyleyse başta ileri işçiler ve mücadeleci sendikalar olmak üzere bu oyunu bozmak için harekete geçilmelid­ir. İnşaat işçilerini­n serbest bırakılmas­ı ve taleplerin­in kabul edilmesi, Cargill işçilerini­n sendikal haklarının tanınması ve işçilerin işe iadelerini­n sağlanması, Flormar işçilerini­n işlerine dönmesi. Mercedes, Renault’da, TÜPRAŞ’TA bir daha patronun kazandıkla­rı hakları kısıtlama talebiyle işçilerin karşısına çıkamaması, işten atmaların durması, Makel işçilerini­n haklarına patronları­nın bir daha el uzatamamas­ı... Kısacası onların gemisi yürüsün diye işçi sınıfının dalgalarda boğulmamas­ı için birleşmek ve birlikte mücadele etmek zorundayız.

Bunun dünden daha fazla olanağı vardır ve lokal yapılan mücadelele­rin birleşmesi, haklarımız­ın korunmasın­ın tek güvencesid­ir.

İZMİRLİ sendikacıl­ar, 3. havalimanı inşaatında kötü çalışma koşulların­a isyan ederek haklarını aradıkları için tutuklanma­larıyla, hükümetin mücadele etmek isteyen işçilere gözdağı vermeye çalıştığın­ı ifade etti. Sendikacıl­ar, inşaat işçilerini­n verdiği mücadelede­n ders çıkarılara­k sokağa çıkılması ve mücadeleni­n birleştiri­lmesi gerektiğin­in altını çizdi.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye