“NATO’YA giriş Kore Savaşı’yla değildi”
“1948 sonbaharından itibaren Türkiye Kuzey Atlantik İttifakı’nın peşinde. ABD Türkiye’yi dahil etmek istemiyor. Büyükelçimiz gidip ABD dışişleriyle görüşüyor, ancak NATO ile Türkiye’nin bir alakası olmadığını söylüyorlar. “Akdeniz’de size ayrı bir örgüt kuracağız” diyorlar. Bu Akdeniz paktı Türkiye, İtalya, Yunanistan arasında kurulacak diye o zaman öneriyorlar. Fakat bir ay sonra İtalya’yı NATO’YA davet ediyor ABD. Çünkü İtalya’da komünistler büyük bir siyasi güç kazanmış. Komünizmi burada etkisizleştirmek için İtalya’yı üye olarak almaya karar veriyorlar. Bunun üzerinde bizim büyükelçi bir daha gidiyor. Yine redediliyor. Türkiye’nin NATO’YA ilk resmi müracaatı 10 Mayıs 1950, 14 Mayıs seçimlerinden dört gün önce, İsmet İnönü zamanında müracaat edilmiş. Bu başvuru kabul edilmedi. Sonra Demokrat Parti iktidara geldi. 25 Haziran’da Kuzey Kore, Güney Kore’ye saldırdı. ABD buraya asker göndermeye karar verdi. Sonra Türkiye de asker gönderme kararı aldı. Arkasından bir kez daha NATO’YA müracaat ettiler. Şimdi zannedilir ki, Türkiye Kore Harbi’ne katıldığı için NATO’YA alındı. Böyle bir şey yok. Yani Türk alayının kahramanlıkları takdir edilmiştir, ABD’DE sempati oluşmuştur. Ama Türkiye’nin NATO’YA alınmasının bununla bir alakası yoktur. Doğrusu şudur, Sovyetler atom bombası yapınca gücünü ABD ile dengelemiş oldu. Türkiye çok önemli bir muhtemel üs bölgesi olarak ortaya çıkıyor. Ankara’ya heyet geliyor, ABD heyeti. Yetkililerle görüşüyorlar. Cumhurbaşkanı Celal Bayar anlatıyor. Diyorlar ki, biz bir üs istiyoruz sizden. Cevap net: “Alın bizi NATO’YA, verelim. Çünkü eğer almazsanız biz açık hedef haline geliriz ve sizin bizi koruma garantiniz yok.” Türkiye’yi Yunanistan’la birlikte alıyorlar NATO’YA.. 1952 Şubat’ında antlaşma imzalanıyor. Bir sene sonra Adana’da İncirlik tesisi inşası başlıyor çok süratli bir şekilde.”