ABD’YE “Türk Gölü”ne giriş izni
ABD’YE Akdeniz’de önemli ayrıcalıklar sağlayan ve Osmanlı adına Garp Ocakları ile yapılan anlaşmaların ilki, 1795’te imzalanmış. Anlaşmaların bir özelliği de İngilizce değil, Türkçe ve Arapça yazılmış olmaları.
OSMANLI İMPARATORLUĞU GARP OCAKLARI İLE ABD ARASINDAKİ DENİZ ANLAŞMALARI, YILMAZ
DALKANAT, İŞ BANKASI YAYINLARI, OCAK 2019
Yılmaz Dalkanat, ilginç bir tesadüf eseri keşfettiği ABD ile Osmanlı arasındaki deniz antlaşmaları aracılığıyla, bir yandan iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin tarihine odaklanırken, diğer yandan da üç kıtaya yayılmış güçlü bir imparatorluğun nasıl ortadan kalktığının izini sürmüş.
17’nci yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun Akdeniz’de mutlak hâkimiyeti söz konusu. Akdeniz, “Türk Gölü” olarak anılıyor. Tunus, Cezayir ve Trablusgarp eyaletlerinin oluşturduğu Garp Ocakları, başka ülkelerin bu alanda faaliyetlerine izin vermiyor. Garp Ocakları’nın gücü 19’uncu yüzyıl ortalarına kadar devam ediyor. Hatta 18’inci yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı karada toprak kaybetmesine rağmen Garp Ocakları, Batı Akdeniz’de ve Atlas Okyanusu’nda etkinliğini sürdürüyor.
Her şey Barbaros’la başladı
Osmanlı’nın gerileme devrine rağmen denizlerdeki etkinliğini uzun süre koruduğunu belirten Dalkanat, bunu Garp Ocakları’nın kısmi bağımsızlığına ve Osmanlı denizciliğinin temel yapısına bağlıyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun denizcilik anlayışının Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa’nın “denizlere hâkim olan dünyaya hâkim olur” sözü etrafında şekillendiğini belirten Dalkanat, bunu şöyle açıklıyor:
“Eğer Barbaros Hayrettin Paşa’nın babası, Fatih Sultan Mehmet tarafından Midilli’ye gönderilmese, orada çocukları olmasa, o çocuklar denizle ilgilenip Kuzey
Afrika sahillerine gitmeseler denizcilik tarihimiz yine bu şekilde yazılabilir miydi? Bu ailenin yarattığı denizcilik anlayışı ve yapısı, bir imparatorluğun deniz egemenliğinin temellerini oluşturmuştur.”
Biz tekrar 17’nci yüzyıla geri dönelim. ABD de tıpkı Avrupa ülkeleri gibi ticaret gemilerinin emniyet ve güvenliğini sağlamak için Osmanlı İmparatorluğu ile barış yapmak istiyor. Bunun yolu da barış ve dostluk, seyrüsefer veya ticaret antlaşmalarından geçiyor. Ancak Abd’nin Akdeniz’e girme çabaları Garp Ocakları tarafından engelleniyor. Garp Ocakları’na ulaşamayan ABD, doğrudan başkentle diplomatik temas kurmaya çabalasa da bu çabasının karşılığını da uzunca bir süre alamıyor.
1785’te kaptan Isaak Stevens idaresindeki Maria gemisi Garp Ocakları tarafından ele geçiriliyor. Yılmaz Dalkanat, bu olayın ABD ile Osmanlı’nın ilk teması (ve karşı karşıya gelmesi) olduğunu belirtiyor. Dalkanat’a göre bu temasın ilk defa denizlerde olması, gerek Osmanlı İmparatorluğu, gerekse ABD açısından dünya egemenliği bakımından önemli bir dönüm noktası. Hatta Dalkanat, bu olay ve ardından yaşanan gelişmelerin, Abd’nin bugün dünyanın süper gücü haline gelmesini sağlayan deniz gücünün temellerinin atılmasına da sebep olduğunu belirtiyor. Kitapta bu olayın ayrıca Osmanlı İmparatorluğu ile ABD arasında diplomatik temasın da başlangıcı olduğu da belirtiliyor.
Garp Ocakları ile ABD arasında ilk antlaşma 1795’te imzalanmış. Son antlaşma ise 1862 tarihli ve arada beş antlaşma daha yapılmış. Dalkanat’a göre, ABD kaynaklarında Berberi Anlaşmaları (Barbary Treaties) olarak adlandırılan antlaşmaların diğer ilginç tarafı, İngilizce dilinde yapılmamış (büyük olasılıkla) ilk ve tek antlaşmalar olması. Yedi antlaşmanın beş tanesinin Arap harfleriyle Türkçe, iki tanesinin Arapça yazıldığını belirten ve kitabında antlaşmaların orijinal metinlerini de yayımlayan Dalkanat, araştırmasının sadece ABD kaynaklarına dayandığının altını çizmiş.